29 Temmuz 2013 Pazartesi

On Sekiz

On Sekiz


alnında satır gibi indirmiş kaşlarını 
ağzı yüzü kan revan içindedir 
içinde birşeye baktığı belli 
kimbilir nedir 
belki tortulu kalın bir nehir 
belki bir şehir / bir nehir gibi uğultulu 
elektrik bilemiş kaldırım taşlarını 
belki hiç olmayan sevgilisidir 
o filmden çaldığı genç kız hayali 
saçları yalnızlığına dağılmış 
belli belirsiz tutukluluk hali 
tenhalara kaçırır bakışlarını 

iki gecedir yerinden kıpırdamadı 
çenesi kilitki dudakları şiş 
karanlıkta gizlice sakal büyütüyor 
içindeki başka bir kata inmiş 
belki arka bahçeye uzak çocukluğundan 
morsalkım kokuları böğürtlen tadı 
yukarda haşarı uçurtmalar 
annesi içerde çamaşır ütülüyor 
akşama yatılı misafirleri var 
erzurum'dan 
koşma oğlum bu nasıl çember çeviriş 
az önce düştü de burnu kanadı 
belki bıyıklarında yaladığı kan 

birini çağırıyorlar onu olabilir mi 
adını hatırlasa bilmece çözülecek 
adını hatırlamıyor kaç yaşında olduğunu 
hatırladığı içindeki bir gemi 
yıllardan ilkokul belki 23 nisan 
heybeli'ye geziye gidilecek 
yol boyunca aralıksız kuş yağmuru 
gemiyle yarışan yunuslar 
maviliğin gözlerine sığmayan sonsuzluğu 
o ilk hürriyet sarhoşluğu 

korkudan ihtiyarlayabilir mi 
yirmi yaşında insan

Attila İlhan

0 yorum:

Yorum Gönder

 
;