Düşüş ( La Chute )
Modern insan kendisini nasıl kandırır? Kandırmalarla serili rüyasından uyandığında gördükleri nelerdir? Gördüklerine tekrar ve tekrar nasıl bakar? Ne tepki verir? Modern insan kimdir?

Albert Camus düşüş romanında absürd felsefik bir söylemle amsterdam kıyılarında salaş bir köşede arisli saygın bir avukat olan Jean- Baptiste Clamence'nin kendi filmini seyredişini bize anlatmaktadır. İkiyüzlülüğünü, hoyratlığını, bencillikle bezenmiş ruhunu köprüden atmaya çalışmasının kelimeleriyle dizilidir sayfalar. Şakağına silah dayanmışcasına rolünü oynayan avukatın monologlarıyla anlatır bize Camus, daha önce yabancı'da bizleri götürdüğü iç yolculuğa bu sefer amsterdam kıyılarında devam eder.

Kafka'nın dava adlı yapıtına bir cevaptır aynı zamanda. Neyi neden, nasıl ve kim için aptığını bilmeyen modern insanın hikayeleridir hepsi. tıpkı Oğuz Atay'ın tehlikeli oyunlar'ı gibi.


altı çizilenler; 


Her zaman bir adamı öldürmek için nedenler bulunur. Tam tersi, yaşamasını doğrulamanın bir çıkar yolu yoktur. İşte bunun için de suç her zaman kendisini savunanı bulur. Eğer suçsuzsan işte o zaman elinde bir fener aramak zorundasın.


Düşüş ( La Chute ) Ataç kitabevi -1961  s.60

Eğer pezevenkler ve hırsızlar her zaman ve her yerde mahkum olsalardı, masum insanlar tümüyle ve hep masum sanacaklardı kendilerini.


 Düşüş ( La Chute ) Can yayınları -2010- s.33

Nice suçlar işlenmiştir, yalnızca bunları işleyenler kusurlu olmaya dayanamadıkları için!

 Düşüş ( La Chute ) Can yayınları -2010- s.19

Kadın dostlarımızın Napoléon Bonaparte'la şu ortak yönleri vardır ki, herkesin başarısızlığa uğradığı yerde başaracaklarını sanırlar hep.
 Düşüş ( La Chute ) Can yayınları - 2010 s.45


Kimse için hiçbir zaman mazeret olmamalı, işte başlangıçta ilkem bu benim. iyi niyeti, değerlendirilecek hatayı, yanlış adamı, hafifletici nedenleri kabul etmiyorum ben. bende kutsama yok, af dağıtma yok. yalnızca toplama yapılır, sonra, ''şu kadar tutuyor. siz bir sapıksınız, şehvet düşkünüsünüz, yalan hastasısınız, oğlancısınız, sanatçısınız vb.'' denir. işte böyle. o kadar katı. bu duruma göre, gerek felsefede gerek politikada ben, insanın masumluğunu reddeden her teoriden ve ona suçlu gözüyle bakan her pratikten yanayım. demek ki ben köleliğin aydın bir yandaşıyım.



Düşüş ( La Chute ) Can yayınları-2010  s.92


Yaşantımın kusurlu yönlerini gizlemek zorunluluğu örneğin erdemle karşılaştırılınca soğuk bir hava veriyordu bana, ilgisizliğim sevilmemi sağlıyordu. Bencilliğimse cömertliklerimi en yüksek noktasına çıkartıyordu.



Düşüş ( La Chute ) Ataç kitabevi -1961  s.46


Bir zamanlar evim, yarısı okunmuş kitaplarla doluydu. Onlar önündeki kazciğerine şöyle bir dokunup tabağın yarısını bırakanlar kadar iğrençtir.
Düşüş ( La Chute ) Ataç kitabevi -1961  s.64

Bir adam tanıdım, kafasız bir kadına yaşamının yirmi yılını verdi, her şeyi feda etti ona, dostlarını, emeğini, dürüstlüğünü bile, ama bir akşam, kadını hiç sevmemiş olduğunu anladı. Canı sıkılıyordu, hepsi bu, insanların çoğu gibi canı sıkılıyordu. Böylece karmaşa ve dram dolu bir yaşam yaratmıştı kendine. Bir olayın olması gerek, insan bağlantılarından çoğunun açıklaması işte bu. Bir olayın olması gerek, hatta aşksız bir köleliğin, hatta savaşın ya da ölümün bile. O halde yaşasın ölü gömme törenleri! 


 Düşüş ( La Chute ) Can yayınları -2010  s.31





Sahi, ortaçağda boğuntu hücresi adı verilen o zindan hücresini bilmezsiniz. Genellikle insan ömür boyu unutuluyordu orada. Bu hücre şaşılacak boyutlarıyla ayrılıyordu ötekilerden. Bir insanın ayakta duramayacağı kadar alçak, yatamayacağı kadar da dardı. Engelli bir durum almak, köşegen biçiminde yaşamak gerekiyordu orada; uyku bir düşüş, uyanıklık bir çömelmeydi.


 Düşüş ( La Chute ) Can yayınları -2010  s.78


 Geceleri bir köprüden hiç geçmem ben. Kendi kendime ahdetmiştim de ondan. Birinin kendini suya attığını varsayın. İki şeyden biri, ya onu kurtarmak için arkasından suya atlayacaksınız ve soğuk mevsimde sağlığınızı tehlikeye atacaksınız ya da bırakacaksınız gitsin, o zaman da suya dalmaktan kaçınmanız bazen tuhaf kırıklıklar bırakacak sizde. İyi geceler. 

Düşüş ( La Chute ) Can yayınları -2010 s. 17 



...kimsenin masum olduğunu kesinlikle söyleyemeyiz, oysa herkesin suçlu olduğunu kesinlikle onaylayabiliriz. Her insan başkalarının suçuna tanıklık eder, insancım ve umudum bu benim.
Düşüş ( La Chute ) Can yayınları -2010 s.78


Bir köprü üzerine çıkmasına yardım ettiğim bir körü kaldırımda bırakırken, selamlıyordum. Bu şapka çıkarış kuşkusuz ki ona yönelik değildi, çünkü bunu göremezdi o. Öyleyse kime yönelikti? Halka. Rolden sonra selamlar.


Düşüş ( La Chute ) Can yayınları -2010 s.37



paragraflar,





 ‘‘   puis-je, monsieur, vous proposer mes services, sans risquer d’être importun? Je crains que vous ne sachiez vous faire entendre de l’estimable gorille qui préside aux destinées de cet établissement. Il ne parle, en effet, que le hollandais. A moins que vous ne m’autorisiez à plaider votre cause, il ne devinera pas que vous désirez du genièvre. Voilà, j’ose espérer qu’il m’a compris; ce hochement de tête doit signifier qu’il se rend á mes arguments. Il y va, en effet, il se hâte, avec une sage lenteur. Vous avez de la chance, il n’a pas grogné. Quand il refuse de servir, un grognement lui suffit: personne n’insiste. Etre roi de ses humeurs, c’est le privilége des grands animaux. Mais je me retire, monsieur, heureux de vous avoir obligé. Je vous remercie et j’accepterais si j’étais sûr de ne pas jouer les fâcheux. Vous êtes trop bon. J’installerai donc mon verre auprès du vôtre. ‘’


- Düşüş ( La Chute )  gallimard-paris ilk paragraf  -



Size hizmetlerimi sunabilir miyim, bayım, canınızı sıkmadan? Korkarım ki bu kuruluşun kaderini elinde tutan saygıdeğer gorille anlaşmayı bilmiyorsunuz. Gerçekten de Hollanda dilinden başka dil bilmez o. Siz davanızı savunmak için bana izin vermedikçe, sizin ardıç rakısı istediğinizi anlamayacaktır. İşte bakın, umarım ki, beni anladı; başını böyle sallayışı onun benim kanıtlarıma boyun eğdiğini gösteriyor olmalı. Gerçekten de davranıyor o, acele ediyor, akıllı bir yavaşlıkla. Şanslısınız, homurdanmadı. Hizmet etmek istemediği zaman, bir homurtu yeter ona: Kimse üstelemez. Keyfinin kralı olmak, koca hayvanların ayrıcalığıdır. Ama ben gidiyorum, bayım, size hizmet ettiğim için mutlu olarak. Teşekkür ederim size, eğer can sıkıcı bir kimse rolü oynamayacağımdan emin olsaydım, kabul ederdim. Fazla iyisiniz. Bu yüzden bardağımı sizinkinin yanına koyacağım.

- Düşüş ( La Chute)  can yayınları 13. basım 2010 istanbul ilk paragraf-





Rahatsız etmeden size yardımda bulunabilir miyim bayım? Korkarım buranın alınyazısını elinde tutan saygı değer gorile duyuramayacaksınız sesinizi. Gerçekten hollandacadan başka bir dil bilmez. İşinizi üstüme almama izin vermezseniz sizin bir jenever istediğinizi anlamıyacak. Öyle sanıyorum ki anladı beni, bu baş sallaması dileğimi kabul ettiğini gösterir. Gidiyor işte, o ağırbaşlılığı içinde acele bile ediyor. Talihiniz var, homurdanmadı. Hizmet etmek istemediğinde bir homurdanma yeter ona; hiç kimse üstünde duramaz. Keyfinin paşası olmak... bu tüm büyük hayvanların ayrıcalığıdır. Kendi masama döneyim ben, size bir yardımda bulunabildiğim için mutluyum. Nasıl? Teşekkür ederim, sizi sıkmayacağımdan emin olsam kabul ederdim. Ah! çok iyisiniz. İşte bardağımı sizinkinin yanına koyuyorum.

-Düşüş (La Chute)  ataç kitabevi yayınları 1961 istanbul ilk paragraf-




Düşüş ( la chute )



Bu film düşüş kitabının ilk ve son paragrafının canlandırmasıdır. Monkitap için özel olarak çekişmiştir.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
;